İçeriğe geç

Yezîdîler hangi kitaba inanır ?

Yezîdîler Hangi Kitaba İnanır?

Bir gün Bursa’daki arkadaşlarla çay içerken, bir konu açıldı ve biraz ilgimi çekti. Bir arkadaşım, “Yezîdîler hangi kitaba inanır?” diye sordu. Bu soruyu duyduğumda, ilk başta aklımda hemen sorunun cevabı yoktu. Yezîdîlik üzerine çok fazla bilgiye sahip değildim ama bir süre düşündükçe, aslında oldukça derin ve ilginç bir soruyla karşı karşıya olduğumuzu fark ettim. Hadi gelin, Yezîdîlerin inanç sistemini ve hangi kitaba inandıklarını hem küresel hem de yerel açıdan ele alalım.

Yezîdîlik Nedir ve Hangi Kitaba İnanırlar?

Yezîdîlik, Orta Doğu kökenli, monoteist (tek tanrılı) ve oldukça özgün bir inanç sistemine sahip olan bir din. Ancak, inançlarının yapısı, hem İslam’dan hem de Hristiyanlık’tan farklı. Yezîdîler, Tanrı’ya inanır, fakat bu inançları, batılı monoteist dinlerden farklı bir şekilde şekillenmiştir. Yezîdîlik, esas olarak Kürtler arasında yaygın olsa da, dünyanın farklı köylerinde, özellikle Suriye, Irak ve Türkiye’nin güneydoğusunda da Yezîdî topluluklarına rastlanır.

Yezîdîler, bir yandan Tanrı’ya inanırken, diğer yandan Tanrı’nın dünyayı yaratırken melekler aracılığıyla bunu yaptığına da inanırlar. Burada en çok dikkat çeken şey, Yezîdîlerin inançlarında “Melek Tavus” adı verilen bir varlığa, yani bir meleğe büyük bir saygı gösteriyor olmaları.

Peki, bu inanç sisteminde kitap ne durumda? Yezîdîler, tıpkı Hristiyanlar ve Müslümanlar gibi kutsal bir kitaba sahipler. Ancak bu kitap, bizim bildiğimiz anlamda bir “kitap”tan çok, yazılı olarak bir araya getirilmiş bir geleneksel bilgi ve ritüeller bütünüdür. Yezîdîlerin inançlarının temelinde “Kitab-ı Cevahir” ve “Meshefe Reş” (Kara Kitap) yer alır. Bu kitaplar, Yezîdîlik inancını şekillendiren önemli metinlerdir.

1. Meshefe Reş (Kara Kitap):

Yezîdîlerin inançlarını, ritüellerini ve tarihi olaylarını anlatan bu kitap, onların en önemli metinlerinden biridir. Meshefe Reş, Yezîdîlikte Tanrı ve meleklerin rolünü, yaratılışı, dünyanın nasıl şekillendiğini detaylandıran bir kaynaktır. Yezîdîlerin öğretilerine göre, bu kitap, Tanrı’nın iradesiyle şekillenen bir yol haritası gibidir.

2. Kitab-ı Cevahir:

Bir diğer önemli metin ise Kitab-ı Cevahir’dir. Bu kitap, Yezîdîlerin manevi öğretisini ve dua metinlerini içerir. Ancak bu metinler, her Yezîdî için tamamen erişilebilir değildir. Çünkü bu metinler, belirli dini liderler ve bilginler tarafından korunur ve sadece belirli kişilere açıklanır.

Yezîdîlikte Kitabın Önemi ve Türkiye’deki Durum

Yezîdîlerin kitaba olan inancı, İslam’daki gibi kutsal bir kitap etrafında şekillenmiş değildir. Bunun yerine, Yezîdîler dinlerini daha çok sözlü gelenekler ve ritüellerle yaşarlar. Yani, dinin dayandığı kitaplar var, fakat bunlar toplumun geniş kesimleri tarafından doğrudan okunmaz ya da öğrenilmez. Bunun yerine, dini öğretiler, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılır. Bu da Yezîdîlikteki kitaba bakış açısının, diğer büyük dünya dinlerinden çok daha farklı olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de ise Yezîdîler, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yoğunlaşmış bir topluluk oluşturuyorlar. Yezîdîler, genellikle yerleşik olmayan, küçük köylerde yaşamaktadırlar. Yezîdî topluluğunun dini metinleri, diğer büyük dinlere oranla daha gizli tutulur ve dışarıdan gelen kişilere anlatılmaz. Türkiye’de, özellikle dini farklılıklar açısından Yezîdîler zaman zaman yanlış anlaşılabiliyorlar. Çevremdeki pek çok insan, Yezîdîleri ya tamamen İslam ile karıştırabiliyor ya da onlara mesafeli bir bakış açısıyla yaklaşabiliyor.

Küresel Bakış: Yezîdîlik ve Dünya

Yezîdîlik, küresel anlamda da pek çok yanlış anlaşılmaya konu olmuştur. Özellikle Irak’ta yaşanan acı olaylar ve IŞİD’in Yezîdîlere yönelik zulmü, dünya çapında bu topluluğa daha fazla dikkat çekti. IŞİD’in, Yezîdîleri “sapkın” olarak nitelendirmesi ve onlara yönelik soykırım girişiminde bulunması, Yezîdîlerin küresel düzeyde daha fazla tanınmasına sebep oldu. Ancak, dünya genelinde Yezîdîlik genellikle azınlık bir inanç olarak kabul edilmektedir ve bu da Yezîdîlerin kültürel ve dini mirasının genellikle göz ardı edilmesine yol açmaktadır.

Avrupa’da, özellikle Almanya ve Fransa gibi ülkelerde, Yezîdîler son yıllarda sığınmacı olarak kabul edilmiştir ve burada da kendi inançlarını yaşama fırsatına sahip olmuşlardır. Yezîdîler, bu sayede kendi dinlerini daha geniş kitlelere tanıtma fırsatı bulmuşlardır. Yezîdîlerin inandığı kitaba bakıldığında, aslında modern dünya ile eski gelenekler arasında bir köprü kurduklarını ve kültürel kimliklerini koruyarak günümüze taşımaya çalıştıklarını görebiliyoruz.

Sonuç Olarak

Yezîdîler, kitaba ve inançlarına bakış açısıyla diğer dünya dinlerinden oldukça farklı bir konumda yer alıyorlar. Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde, Yezîdîlik hem yanlış anlaşılmalar hem de kültürel engellerle karşı karşıya. Yezîdîlerin inandığı metinler, onların geçmişten günümüze gelen geleneksel öğretilerini korumalarına yardımcı olsa da, toplumda bu dinin kabulü genellikle zor olabiliyor. Ancak yine de, Yezîdîlerin kendi inançlarına ve kitaplarına olan bağlılıkları, onları benzersiz kılan bir özelliktir.

Yezîdîlik hakkında daha fazla bilgi edinmek, bu topluluğun tarihine, kültürüne ve dini inançlarına dair daha derin bir anlayış geliştirmek, hem yerel hem küresel düzeyde önemli bir farkındalık yaratabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasino